Beş Parmak Dağlarındaki 3 mücadeleci kalenin arasında, Kantara Kalesi Doğu’da en uzak mevkide konumlanmıştır.
Deniz seviyesinden 700 metre yükseklikteki kale, Meserya Ovasına ve Karpaz Yarımadasına hükmetmektedir.
Kalenin, 7. Yüzyılda gerçekleştirilen Arap akınlarına karşı kıyı şeridini korumak için inşa edildiğine inanılırken öte yandan, Kantara Kalesi’nin bahsi ilk defa Richard the Lionheart 1191 yılında Kıbrıs’ı fethettiğinde oluşturulan yazılı kayıtlarda geçmiştir.
1391 yılında, kale Kral James zamanında surlarla güçlendirilmiştir ve çevresi devasa duvarlarla örülmüştür. Venedikliler 1489 yılında adanın kontrolünü ele geçirdiğinde, kale alanın savunması için önemli bir garnizon olarak kullanılmaya devam etmiştir.
Fakat, savaşın durumu değiştikçe ve Venedikliler, Girne, Gazimagusa ve Lefkoşa’daki surları da güçlendirince, dağların doruklarında yer alan bu kaleler git gide değerini yitirmeye başlamıştır.
Kantara’ya bugün yapılacak bir ziyaret, eski savunma çukurlarının, askerlerin koğuşlarının, su sarnıçlarının, tonozlu odaların, saat kulelerinin kalıntılarını ve tabii ki kuzey kıyılarının nefes kesen manzarasını görme olanağı sunmaktadır.