Türkan Şoray, Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde ‘Çekmecemde Kitap Var’ etkinliğinde 'Sinemam ve Ben' adlı kitabıyla Küçükçekmeceli kadınlarla buluştu. Söyleşide çekilen bir fotoğraf, Türkan Şoray'ın Türkiye için ne demek olduğunu anlatması bakımından oldukça anlamlıydı
Türkan Şoray, Küçükçekmece’de sevenleriyle bir araya geldi. Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde ‘Çekmecemde Kitap Var’ etkinliğiyle ’Sinemam ve Ben’ kitabıyla Küçükçekmeceli kadınlarla buluşan Şoray, salonu hınca hınç dolduran kalabalığın ‘Sultan’ ve ‘Yüreğimize hoş geldiniz’ tezahüratlarıyla karşılandı.
Başrolde yer aldığı sinema filmi sayısı açısından bir dünya rekortmeni olan Türkan Şoray'ın Türkiye için ne demek olduğunu anlatan en iyi fotoğraflardan biri 'Kitabım ve Ben' söyleşisinde çekildi. tanışmak için sahneye gelen aynı aileden üç farklı kuşağın üyeleriyle çekilen fotoğraf, Şoray'ın hayranları için neler ifade ettiğini özetledi.
Gördüğü sevgi ve tezahüratlar karşısında duygusal anlar yaşayan Türkan Şoray’ı sahnede, Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi karşıladı. Başkanın çiçek takdimi sonrası Başak Koç moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşiye Şoray, "O sıcak sevginizle, alkışlarınızla beni duygulandırdınız. Sizleri çok seviyorum. Küçükçekmece’nin sıcak kadınları ve sıcak insanları; ne kadar güzelsiniz. Keşke aranıza gelsem size sarılsam sizi öpsem. Sizin sevginizle beslenmek çok güzel’’ diyerek başladı.
Türkan Şoray denince aklınıza ne geliyor sorusuna kadınlar, 'Aşkların en güzeli’, Türk kadınının simgesi’, ‘Emekçi kadınların simgesi’ ‘Sinemanın simgesi’, ‘Gözleri ömre bedel’, ‘Kadın gibi kadın’ ‘Canımız ciğerimiz, dünyanın en güzel kadını’ cevaplarını verdiler.
Türkan Şoray "Ben kendimi hep emekçi olarak gördüm. Yıllardır, dünyayı ve kendimi tanımaya başladığımdan itibaren, sürekli, hiç durmadan çalıştım. Bu dünyanın nasıl olduğu sorulduğu zaman ben hep bir sinema emekçisi olduğumu, sinemaya emek vermekten müthiş gurur duyduğumu söyledim. Hayatım çalışmakla geçti. On beş senedir setlerden uzağım. Setlerden uzak olmak beni hüzünlendiriyor ama ne mutlu sizlerle buluşunca yaşama arzum yenileniyor. Sizler bana hayat ışığı oluyorsunuz. Şimdi sorsalar yine Türkan Şoray olmak isterim, yine sinemayı seçerim. Keşke o yaşlara tekrar dönsem, keşke yine oyunculuk yapsam’’ dedi.
Türkan Şoray, ‘Sevgi neydi?' sorusuna "Sevgi sizlersiniz. Bu sevgiyi kolay kazanmadım. Sevginin karşılığı emek oluyor. Beni sevin diye, elli sene boyunca, seve seve emek verdim’ deyince salondakiler ‘Sevginin adı Türkan Şoray’ diyerek karşılık verdi.
'Sinemam ve Ben’ adlı kitabını okuyan kadınlara, "Kitapta nasıl bir kadın gördünüz. Hayatımı anlattığımda sizin gözünüzde nasıl bir kadın canlandı?’’ sorusunu yönelten Türkan Şoray, "Bu hayata bunca şeyi nasıl sığdırdınız, nasıl üstesinden geldiniz? diye düşündük’’ cevabını aldı.
Türkan Şoray, gördüğü sevgi karşısında, çok şanslı olduğunu söyleyerek "Hayatım boyunca, sizler daima önceliğim oldunuz. 'İzleyicilerim bana kızar mı, ne der, beni nasıl görür?' sorularından başka bir şey düşünmedim. İzleyiciler, film izlediğinde samimiyeti çok iyi anlıyor ve seziyor. İçten, kalpten olup olmadığını anlıyor. Her karakterde gerçekten o rolü yapayım evime gideyim diye oynamadım. O rolle birlikte yaşadım. Kendimi kaptırıyordum. İzleyiciler bunu algılıyor. Özel yaşamdaki samimiyeti de algılıyor. Samimiyeti hissedince başka türlü kalbine koyuyor sizi. Kalbi sevgiye o kadar açık, yürekleri o kadar büyük ki. Kalbine sizi alınca sizi bir daha bırakmıyor. Allah’ın bir lütfu olarak yıllardır izleyicilerimin kalbinin bir köşesinde durduğumu biliyorum. Yıllardır karşılıklı süren bir sevgi bağı var. Benim samimiyetim ve içtenliğimi hissettikleri için sanırım. Allah’ın nadir şanslı insanlarından biriyim. Düşünebiliyor musunuz bir kişi sevince bile ne kadar mutlu olursunuz… Ben de hepinizi çok seviyorum, sevgimiz karşılıklı’’ dedi.
Kamera önünde, gözünün karardığını söyleyen Türkan Şoray, bu konuda da şunları söyledi; "Sinema öyle bir aşk ki… 40 derece ateşle ilaçlar alıp sete devam ettiğimi biliyorum. Attan düştüm, eksi derecelerde nehirlere girdim. Bu, meslek aşkı. Kamera önüne geçince 'Allah beni korur' diye düşünüyordum, gözüm kararıyordu."